tiyatrom kardelen
PAYLAŞMAK GÜZELDİR  
  ANA SAYFA
  MÜZİĞİM
  TİYARO TARİHİ
  TİYATRO TERİMLERİ
  DİKSİYON EĞİTİMİ
  SES EFEKTLERI
  TİRATLAR
  OYUN METİNLERİ
  TIYATRO KITAPLARI
  GELENEKSEL OYUNLAR
  ORTAOYUNU VE KARAGÖZ
  NASREDDİN HOCA
  BUNLARI BİLİYORMUSUNUZ
  PORTRELER
  EBRU SANATI
  EBRU SANATI VİDEOLARI
  USTA ELLER
  ATATÜRK'E GÖRE...
  YAZARLARDAN
  ŞİİRLER
  LÜTFEN OKU
  => QUR'AN OKU VE DİNLE
  => QUR'AN ZİYAFETİ
  => nasihat
  => alak suresi
  => kalem suresi
  => fatiha suresi
  => müzzemmil suresi
  => müddessir suresi
  => leheb suresi
  => tekvir suresi
  => Ala suresi
  => kevser suresi
  => tekasur suresi
  => ihlas suresi
  => yasin suresi
  => SIGARA
  => SIGARA2
  => sıgara3
  => sıgarabanner
  RESİMLER
  KELEBEĞİN KALBİ
  FİLM İZLE
  TUGRALAR
  2007-2008 SEZONU DT.OYUNLARI
  EN İYİ 10 TÜRK FİLMİ
  TİYATRO SİTELERİ
  ANA SAYFA HABERLERİ
  USTA TİYATROCULAR
  TÜRK HALK MÜZİĞİ ÇALGILARI
  NAMAZ VAKİTLERİ
  ZİYARETÇİ DEFTERİ
  ZİYARETÇİ SAYISI
  Gönül Dostları.. SİTENİZİ EKLEYİNİZ
  BANNERLERİMİZ
Ne yapsalar boş........................
göklerden gelen bir karar vardır
müzzemmil suresi






Mekke, 03

MÜZZEMMİL SURESİ

Sevgili Çocuklar!

Sure "örtünüp bürünen" demek olan "Müzzemmil" kelimesi ile başladığı için bu adı almıştır.. Surenin ilk ayetlerinde Peygamberimize hitap edilmiştir. Ayetlerin açıklaması şöyledir:

"Ey örtünüp bürünen Muhammed! Gecenin yarısında, istersen biraz sonra, istersen biraz önce, bir süre için kalk ve ağır ağır Qur'an oku. Doğrusu biz sana taşıması ağır bir söz vahyedeceğiz. Şüphesiz gece kalkışı daha tesirli ve o zaman okumak daha elverişlidir. Çünkü gündüz seni uzun süre bundan alıkoyacak işler vardır." (Ayet 1-7)

Sevgili Çocuklar, Peygamberimiz 35 yaşından sonra , dedesi Abdulmuttalib'in yaptığı gibi, Ramazan aylarında tenha yerlere çekilerek düşünmeye, yalnız başına ibadet etmeye başlamıştı. Çekildiği yer Nur dağının tepesindeki Hira Mağarasıydı. Mağara Peygamberimizin evine bir kilometre uzaklıkta idi ve boyutları ayakta durmak için de, uzanıp yatmak için de, ibadet etmek için de çok uygundu.
Mekke'ye hac için gelenler bu mağaranın bulunduğu dağın önünden geçerlerdi. Dağın üzerinde daima bir ışık yakılırdı. Yolculara bir işaret olsun diye, yüksek tepelerde ışık yakılması o zaman için adetti. Peygamberimiz mağaraya gidip gelirken ve mağarada ibadet ederken bazı özel sesler duyuyor, fakat bu sesleri netleştiremiyordu. Daha sonra bu seslerin, adı ile kendisini çağıran sesler olduğunu farketti.
Hira Mağarası'nda yalnızlığa çekildiği 5. Ramazan'ın muhtemelen 17 ya da 27. gecesi, bir ışıktan görüntü ona birşeyler söylüyordu. Sözleri güçlükle ayırdedebiliyordu. Görüntü ona Allah'ın meleği olduğunu, kendisinin de Allah'ın elçisi olarak görevlendirildiğini bildiriyordu.
Peygamberimiz yaşadığı bu olağanüstü olayın ağırlığı ile kendinden geçmiş, Melek de çekilivermişti. Başka bir gün, mağaradan eve dönerken yine Allah'ın Meleğini bu defa gök boşluğunda gördü. Görüntü onu yine o kadar etkiledi ki, ne ileri gidebildi, ne geri dönebildi, olduğu yerde donmuş gibi, hareketsiz kaldı.. Eşi Hatice, kendisini merak ederek adamlar gönderip bulduruncaya kadar öylece kaldı.
Eve dönünce Hatice'ye "Beni ört" dedi ve örtüye bürünüp yattı. İşte 'müzzemmil" kelimesi, Peygamberimizin bu örtünüp bürünmüş halini anlatmaktadır.
O, bundan sonra da vahiy geldiği zamanlarda hep kendisini örterdi. Çünkü vahyin ağırlığı ile vucudu ağırlaşır, katılaşır, yüzü morarır, terlerdi. Ayetleri ezberlemeye çalışırdı.
Vahiy alması ile birlikte, Peygamberlik görevinin gereği olarak, Peygamberimizin'in hayatında bazı değişiklikler yapması gerekiyordu. Daha çok çalışması, daha sabırlı olması, Allah'a güveni bırakmayıp umutsuzluğa düşmemesi, her güçlüğe dayanacak bir irade göstermesi önemli idi. Ayetlerin açıklaması şöyledir:
"Rabbinin adını an. Her şeyi bırakıp yalnız O'na yönel. O, doğunun ve batının Rabbidir. O'ndan başka tanrı yoktur. Öyleyse O'nu vekil tut. Puta tapanların söylediklerine sabret, yanlarından güzellikle ayrıl. Varlık sahibi olanlardan, seni yalanlayanları Bana bırak. Onlara süre tanı. Şüphen olmasın ki, onlar için katımızda büyük eziyetler olacaktır." (Ayet 8-13)

Sevgili Çocuklar, Peygamberimiz okuma bilmiyordu. Vahiyler kendisine ezberletilerek öğretiliyordu. Yazılı olan bir metnin bir defada alınıp okunması mümkündür. Mesela Musa Peygamber vahiyleri yazarak almış ve öğrenmiştir. Peygamberimiz ise vahiyleri ezberleyerek almıştır. Aldığı vahiyleri hemen mü'minlere bildirmiş ve vahiy sekreterlerine yazdırmıştır. Yazılanlarda herhangi bir eksiklik olmasın diye, tekrar tekrar okutmuş, dinlemiş, sonra onaylamıştır.
Qur'an'ın incelenerek mühürlenip onaylanması olayına günümüzde de uyulmaktadır. Surede Peygamberimize ayetleri ezberleyebilmesi için gecenin sessizliğinden yararlanması öğütlenmiştir. Geceleyin kalk ve bir süre, ağır ağır Qur'an oku! denilmiştir. Peygamberimiz de öyle yapmıştır. Geceleri kalkarak Qur'an'ı ezberlemeye çalışmıştır. Peygamberimiz'in geceleri kalkarak Qur'an okuduğunu öğrenen mü'minlerden birçoğu da onun gibi yapmaya başlamışlardır. Hatta bunda o kadar ileri gitmişlerdir ki, Qur'an okumanın yanısıra namazı da çoğalttığı için, ayakta durmaktan ayakları şişmiş, vucutları zayıf düşmüştür. Bu durumda elbette gündüz yapacakları işler aksar olmuştur.
Surede Peygamberimize uyarıda bulunulmuş ve yol gösterilmiştir. Ayetlerin açıklaması şöyledir:
"Ey Muhammed, şüphesiz Rabbin, senin ve seninle birlikte bir topluluğun gecenin üçte ikisine yakın, yarısı veya üçte biri kadar bir süreyi ayakta geçirdiğini bilmektedir. Gece ve gündüzü Allah ölçer, sizin ise bu vakitleri ölçemeyeceğinizi bilir ve tövbelerinizi kabul eder. Şu halde Qur'an'dan size kolay geleni okuyun. Allah biliyor ki, içinizde hastalar, Allah'ın lutfundan rızık aramak için gündüzleri yeryüzünde çalışacak olanlar, Allah yolunda savaşacak olanlar vardır. Qur'an'dan kolayınıza geleni okuyun. Namazı kılın, zekatı verin." (Ayet 20)

Sevgili Çocuklar, görüyoruz ki, Peygamberimiz'e ve onunla birlikte bütün mü'minlere bir kolaylaştırma söz konusudur. İnsanların gündüzleri yapacağı çalışmalarda çok önemlidir. Eğer insanlar o çalışmaları gündüzleri yapmazlarsa, dünya hayatı nasıl devam edebilir. Halbuki dünya hayatını yaratan ve onu yaşamamızı isteyen Allah'ın kendisidir. Şu halde hem geceyi hem gündüzü gerektiği şekilde değerlendirmekle görevliyiz.
Bazı kimseler dünya hayatını küçümserler. Ahiret hayatı için hazırlanmayı dünya hayatını yaşamamak sanırlar. Çalışmamızı, gerektiğinde savaşmaya hazır olmamızı isteyen de Allahtır. Savaş sadece düşmanla olmaz. Tabiat kuvvetleriyle, hastalıklarla, cahillikle de savaşmak gereklidir. Bütün bunlar için zaman ve enerji ayırmalıyız.
Unutmamamız gereken ince nokta ise şudur. İster dünya işi ile çalışıp çabalayalım ve zekata önem verelim. İster oruç ve namaza önem vererek onları çoğaltalım, hepsinde mütevazi olmalıyız. Alçak gönüllülüğü bırakmamalıyız. Kendimizi başkalarından üstün görüp böbürlenmemeliyiz. Unutarak veya yanlışlıkla böyle yaptığımız olursa, sonunda ayetin son cümlesindeki öğüte uymalıyız:
"Allah'tan bağışlanma dileyin!
Allah elbette bağışlar ve merhamet eder!"
MİHMANDAR  
 


 
 
 
 
14.11.2007 tarhinden bu güne kadar 162280 ziyaretçi (413192 klik) kişi burdaydı!



   En iyi 10 türk filmi  -  2007-2008 sezonu D.T. Oyunları  -  canlı film izle  -  Oyun Metinleri  -  Tiyatro terimleri  -  Kelebeğin Kalbi  -  Tiyatro Siteleri 

 Ana Sayfa Haberleri  -  Usta Tiyatrocular  -  SİTENİ EKLE  -  Banner ekle  -  Sayaç  -  Namaz Vakitleri 

SUFLOR Bir Kültür ve Sanat Sitesidir  ______________________________ Copyright © SUFLOR.TR.GG - Telif Hakları Adnan KUŞ.' a Aittir.________________________________ 14 / KASIM / 2007


Bir kişinin veya bir eserin bu sitede bulunması, bu siteyi hazırlayanların bu kişiyi desteklediği anlamına gelmez. Bu sitenin amacı bu eserleri kullanıcılarının değerlendirmesine sunabilmektir. Sahibinin herhangi bir isteği olursa, eser siteden derhal kaldırılacaktır.


Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol