|
UMUT
Türkiye, 1970, 35mm, 100', siyah beyaz
Director Yılmaz Güney
Senaryo Yılmaz Güney
Görüntü Kaya Ererez
Kurgu Celal Köse
Müzik Arif Erkin
Oyuncular Yılmaz Güney, Gülsen Alnıaçık, Tuncel Kurtiz, Osman Alyanak
Yapım - Dağıtım Güney Filmcilik A.Ş. Sakızağacı Cad. Güney Han No: 2 /1
Beyoğlu / İstanbul Türkiye Tel: +90 212 252 2544 Fax: +90 212 245 1304
Ödüller En iyi film, En iyi müzik, En iyi senaryo, En iyi oyuncu Adana - Özel ödül Grenoble
Daha önce de çeşitli soruşturma ve anketlerde Türk Sinemasının En İyi Filmi seçilen Umut, sinemamız için başlı başına bir dönüm noktası oluşturmuş, "Çirkin Kral" döneminin ardından bambaşka bir "Yılmaz Güney Olayı" başlatmış, en yalın deyimle gerçek bir başyapıt... Yılmaz Güney'in, İtalyan Yeni Gerçekçilik akımından ne denli etkilendiğini gösteren ilk ve en önemli örnektir Umut. Güney'in, sıradan, zavallı, ezilmiş insanların gerçeklerini, her türlü klişe ve yapaylıktan uzak biçimde beyazperdeye yansıtan Yeni Gerçekçilik'le bağının yalnızca esinlenmeden ibaret olmadığını, bu zengin mirasa çok değerli katkılarda da bulunduğunu da görürüz filmde.
Adanalı yoksul faytoncu Cabbar, karısı, yaşlı anası ve beş çocuğunu geçindirme çabası içinde, sefil bir yaşam sürmektedir. Umudunu bağladığı piyango biletleri, yani talih, yüzüne gülmez. Borçlular sıkıştırır, itilir kakılır, aşağılanır Cabbar. Atının biri ölür, diğerine alacaklılar el koyar. Artık tek çaresi, nefesi güçlü bir hocanın işaret ettiği yerdeki defineyi aramaktır. Filmin ikinci yarısı, definenin arayışını öyküler. Korkunç yoksulluğu ve çaresizliği, şaşırtıcı, o güne dek görülmeyen yalın bir dille aktarır Yılmaz Güney. Bu yalınlık, ancak ve ancak "tüyler ürpertici" diyerek tanımlanabilecek görkemliliğe ulaşılmasını engellemez. Çizilen portreler o denli başarılı, anlatılan olaylar o denli etkileyici, geliştirilen düzen eleştirisi o denli doğru ve ortaya çıkan "sinema" o denli güçlüdür ki, kaskatı kesilmemek elde değildir. "Film" olduğuna, üzülünsün mü, sevinilsin mi; karar vermek çok zordur.
Yılmaz Güney yazar, yönetir, oynar Umut’ta. Yaşamıştır da... Bisiklete binmek için harcadıkları 25 kuruş yüzünden dayak yiyen çocukların, çileli kadınların, çocuğun üzerine dökülen sütü yalayan köpeğin, ölen atın gerçekliği bir çığlık gibi yayılır beyazperdeden.
Umut, sinema tarihinin gömülü olmayan definelerinden biridir!
Tunca Arslan