|
|
ANAYURT OTELİ
Türkiye 1986, 35mm, 110', renkli Yönetmen Ömer Kavur Senaryo Ömer Kavur (Yusuf Atılgan'ın romanından) Görüntü Orhan Oğuz Kurgu Mevlüt Koçak Müzik Atilla Özdemiroğlu Oyuncular Macit Koper, Serra Yılmaz, Orham Çağman, Şahika Tekand, Osman Alyanak, Yaşar Güner Yapım – Dağıtım Alfa Film, İstiklal Caddesi, Halep İşhanı No: 140, Kat: 5 Beyoğlu İstanbul Türkiye Tel: +90 212 243 63 40 Fax: +90 212 245 35 08 e-mail: alfafilm@turk.net Ödüller Büyük Ödül Nantes, En İyi Türk Filmi İstanbul Sinema Günleri, Film Eleştirmenleri Ödülü Venedik, Bronz Ödülü Valencia Mediterranean Film Festivali, İkinci En İyi Film, En İyi Yönetmen Antalya, En İyi Yönetmen, En İyi Erkek Oyuncu, En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu, En İyi Özgün Müzik Türk Film Eleştirmenleri Ödülleri
Türk sinemasının en çarpıcı yalnızlık, iletişimsizlik, aşksızlık, saplantı ve buhran öyküsü... Aynı zamanda da en başarılı edebiyat uyarlaması.
Anadolu'da bir kasaba... İstasyon yakınlarında konaktan bozma bir otel... Bir süre önce Ankara treniyle gelip, tek gece kaldıktan sonra "bir haftaya kadar" döneceğini söyleyerek giden ama geri gelmeyen meçhul kadını tutkuyla, ısrarla bekleyen otel katibi Zebercet...
Adını, "zümrütten daha açık yeşil renkte bir süs taşı"ndan alan ve sinemamızda o güne dek görülmeyen ölçüde iyi işlenmiş bir negatif kahraman olan Zebercet, belli ki önceleri yalnızca kendi içinde büyüttüğü, beton çatlaklarının arasında yeşeren yabani otlara benzeyen bir umutla beklemiştir, bu hayal-gerçek kadını. Umudun yerini umutsuzluğun alması, bekleyişin umutsuzca sürmesi de Zebercet için yakınma konusu olmayacaktır.
Ama anlatılan, klasik yapıda bir "Bekledim de gelmedin..." serüveni değildir. Zebercet'in, giderek alacakaranlıklaşan dünyasında, kadının dönmeyeceğini, kendisinin kadın için hiç önem taşımadığını anlamasıyla (gerçekten anlıyor mu, kendini kandırmayı başka bir yoldan mı sürdürüyor, bilmiyoruz!) içine girdiği dönüşüm sürecini sergileyen "Anayurt Oteli", benzersiz bir anlatımla psikolojik "duraklama"nın, "gerileme"nin ve "çöküş"ün öyküsünü sunar.
Yönetmen Ömer Kavur, küçük Anadolu kasabasındaki kasvetli, hüzün dolu, aileden kalma 14 odalı otelin katibi Zebercet'i, Yusuf Atılgan'ın romanından alıp, başlangıçta kimilerine "çok rizikolu", hatta "korkutucu" gelen bir çaba içinde, beyazperdede yeniden yaratır. Çok ince bir buz tabakası üzerinde olduğunu fark etmeden, herhangi bir yere gitmek ya da yere sağlam basmak gibi kaygıları olmadan, yalnızca "bekleyen" bir adamın çöküş serüveni vardır karşımızda.
Zebercet, giderek günlük gerçeklerden kopacak, tümüyle içine kapanacaktır. Bu, aynı zamanda otelin de "içine kapanışı" anlamına gelecektir.
Başlı başına bir "tekinsizlik" atmosferi oluşturulmamakla birlikte, kapalı mekân gerçekliği üstün başarıyla yaratılır filmde. Bir anlamda Stephen King-Stanley Kubrick-The Shining ilişkisi tekrarlanır ve bu kez Yusuf Atılgan-Ömer Kavur-Anayurt Oteli zinciri kurulurken, Zebercet'in oteli, otelin de Zebercet'i etkileme ve "parıldama-parlama" biçimlerine tanıklık edilir.
Belki Batılı anlamda "birey"in değil, Anadolu'dan bir "insan teki"nin öyküsüdür anlatılan. Ama Ömer Kavur, alabildiğine yalın, ekonomik, hiçbir fazlalık içermeyen sinema diliyle, filmi evrensel kılmayı da başarmış, Altın Portakal'dan Nantes'a, Venedik'ten Valencia'ya kadar pek çok festivalde kazandığı ödüllerle de bu başarısını pekiştirmiştir.
Macit Koper'in büyük başarıyla canlandırdığı Zebercet'in iç dünyası ile dış dünyanın gerçekliğini, eşine az rastlanır türden bir "soluk görkem" içinde buluşturan "Anayurt Oteli", baştan sona "kırılganlığın" egemen olduğu, ama her yönüyle çok sağlam bir film olarak yer edinir sinema tarihimizde.
Kanlı horoz dövüşü, tavayla öldürülen kedi, röntgencilik, gizemli kadının kullanmış olduğu havluyla mastürbasyon, temizlikçi kadının sevişirken boğularak öldürülmesi gibi allak bullak edici sahneler ve başlı başına "son nokta"nın konuluş biçimi, "Anayurt Oteli"nin Türk sinemasındaki "klinik-krimonolojik olaylar" dökümünde saygın bir parantez açmasına yetecek derecededir! Ve kim bilir daha ne çok Zebercet'imiz vardır, giderilmemiş cinsel açlıklarıyla ortalıkta dolaşan, bir köşede bekleyen...
Zebercet'in, edebiyatımızın hazinelerinden biri niteliğindeki bir başka Yusuf Atılgan romanı "Aylak Adam"ın, kısaca C. olarak tanıtılan, 28 yaşındaki "tedirgin" karakteriyle akraba olduğu rahatlıkla söylenebilir. Öte yandan ve buna paralel olarak, Ömer Kavur filmografisindeki diğer pek çok karakterle hısımlık akrabalık ilişkisi içinde bulunduğu da görülecektir. Tutkusunun esiri olan, yabancılaşıp kendi dünyasına kapanan ama arayışlarını da tuhaf-gizemli biçimlerde sürdüren bireylerle doludur Kavur filmografisi. Bu özellik, bazı sinema yazarlarının ve akademisyenlerin bilinçsiz bir çabayla Metin Erksan'la ilintilendirdikleri Ömer Kavur'un, öykülerini, Erksan'ın tersine "içeriden dışarıya doğru" anlattığı ve "yerli olanın yabancılaştırılması" temelinde kurduğu düşünülürse (Erksan, yabancı olanı yerlileştirir...), "Anayurt Oteli"nde tümüyle modernist bir yapıda ve alabildiğine vurgulanmış olarak çıkar karşımıza.
Yani Zebercet, her şeyiyle bize, buralara, örneğin filmin çekim mekânı otelin bulunduğu Nazilli'ye aittir ama önce Atılgan, ardından da Kavur tarafından mümkün olduğunca "yabancı" kılınmıştır.
"Ömer Kavur'un peşine düştüğü imgeler, daha önceki filmlerinde görülmekle birlikte, 'Anayurt Oteli' ile birlikte kristalize olmaya, bakışımlı bir prizmada özel bir dil oluşturmaya başlamıştır" diyor, Kavur'un değişmez senaristi ve oyuncusu Macit Koper ve ekliyor: "Şöyle de söylenebilir: 'Anayurt Oteli' Ömer Kavur'un yola çıkmak için bütün ağırlıklarını bıraktığı, dönüp arkasına bakmaktan vazgeçtiği, başyapıtıdır." (Yönetmen: Ömer Kavur, Ankara Sinema Derneği Yay., sayfa 111, 2002)
Başroldeki Macit Koper'in yanı sıra Serra Yılmaz ve Orhan Çağman öncelikli olmak üzere Aslan Kacar, Cengiz Sezici, Songül Ülkü gibi yardımcı oyuncuların ve çok az görünmesine rağmen filme tüm ağırlığını katan Şahika Tekand'ın dört dörtlük performanslarıyla; Atilla Özdemiroğlu'nun müzik, Orhan Oğuz'un görüntü çalışmasıyla büyük değer kazanan "Anayurt Oteli", önceki pek çok değerlendirme ve ankette olduğu gibi Ankara Sinema Derneği'nin düzenlediği en taze "Türk Sinemasının En İyi 10 Filmi" listesinde de hak ettiği yeri koruyor, toparlamak gerekirse.
"Anayurt Oteli"nin, Sinema Yazarları Derneği (SİYAD)'ın 1988 seçimlerinde "Hakkâri'de Bir Mevsim" gibi çok güçlü bir filmden daha fazla oy alarak en iyi yerli yapım seçildiğini, Ömer Kavur'un en iyi yönetmen, Macit Koper'in en iyi erkek oyuncu, Serra Yılmaz'ın en iyi yardımcı kadın oyuncu ve Atilla Özdemiroğlu'nun da en iyi müzik ödüllerine değer görüldüklerini de belirtelim.
|
|